-
1 umfahren
-
2 Berufsoffizier
muvazzaf subay, iş yerine ancak bir taşit ile varabilen kimse -
3 durch
durch [dʊrç]I präp1) ( örtlich) -den;\durch eine Straße gehen bir sokaktan geçmek;\durch das Fenster schauen pencereden bakmak2) ( mittels) ile;\durch Zufall kazara, tesadüfen3) ( infolge von) -den (dolayı), yüzünden;\durch das viele Rauchen çok sigara içmekten;\durch den Unfall wurde der gesamte Verkehr lahmgelegt kazadan dolayı bütün trafik felce uğradı4) ( zeitlich) boyunca;die ganze Nacht \durch bütün gece boyunca\durch drei teilen üçe bölmek6) ( Agens) ile, -yle;das Fahrzeug wird \durch Motoren getrieben taşıt motor gücüyle hareket ederes ist schon drei Uhr \durch saat üçü geçti bile;der Zug ist gerade \durch tren şu anda geçti;das Fleisch ist \durch et pişmiş;ich hab das Buch \durch kitabı bitirdim;die Sohle ist \durch (ayakkabının) tabanı delindi;\durch und \durch tamamen, her bakımdan, sapına kadar; ( bis ins Innerste) iliğine kadar, iliklerine kadar;ich bin \durch und \durch nass iliğime kadar ıslandım
См. также в других словарях:
araç — is., cı 1) Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne 2) Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır. 3) Taşıt Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozulmak — nsz 1) Bozma işine konu olmak Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur. B. Felek 2) Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek Et bozulmuş. 3) Dağılmak, bozguna uğramak Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez den… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafile — is., Ar. ḳāfile 1) Birlikte yolculuk eden topluluk Bir yaz günü geçtik Tuna dan kafilelerle. Y. K. Beyatlı 2) Aynı yöne giden taşıt veya yolcu topluluğu, konvoy Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi. H. E. Adıvar 3) esk. Sıra ile gönderilen … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaptıkaçtı — is. 1) Yolcu taşımakta kullanılan motorlu küçük taşıt 2) İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir tür oyun Kadınlarla beraber külhanbeylerin kaptıkaçtı oynadıkları yalnız kahve ile çay içilen bir halk kahvesi vardı. S. F. Abasıyanık 3) Kapıp kaçarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katar — is., Ar. ḳiṭār 1) Lokomotif ile vagonların oluşturdukları dizi, tren Bugün beş katar kalkacak. 2) Taşıt dizisi Otomobil katarı. Yük katarı. 3) Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi Birleşik Sözler sürat katarı turna katarı yük katarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilometrelerce — sf. Mesafece uzun süren Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yürürdü. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kira — is., Ar. kirāˀ 1) Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. Ç. Altan 2) Bu biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
motorlu — sf. Motorla çalışan Fethi Bey in çift kanatlı, tek motorlu uçağı ile uçuşunu izledik. N. Cumalı Birleşik Sözler motorlu taşıt motorlu tren çift motorlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
posta — is., İt. posta 1) Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul a gönderdim. Ö. Seyfettin 2) Genellikle bu emanetleri götüren taşıt 3) Bu emanetleri toplayan ve dağıtan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
top arabası — is., ask. Sahra topunun oturtulmuş bulunduğu tekerlekli taşıt Her tarafı top arabası ile geziyorduk. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük